Madame Katia İle Yolculuk

Butik Katia-Taksim

1930’lar Beyoğlu’nun en şık zamanları! Eskiden şapkasız, tayyörsüz ve eldivensiz çıkılmazmış Beyoğlu’na! Şık döpiyes, tayyör ve mantolara eşlik eden zarif şapkalar takılırmış. Kıyafetlerin asaletinin yanında, şapkalar özel tasarımıyla imzasını belli edermiş. Birbirinden şık hanımefendiler ve beyefendiler sokaklarda yürürlermiş. Eski İstanbullular’ın anlattıklarından ve fotoğraflardan da gördüğümüz gibi her biri bir dönem dizisinin ya da bir filmin baş aktör, aktristleri gibiymiş.
Geçmişe keyifle ve zarafet içerisinde yolculuk yapacağınız, şık bir Beyoğlu hanımefendisi, beyefendisi gibi hissetmenizi sağlayacak ruh Hazzopulo Pasajı`nda var desem? Dünden bugüne ayakta kalmayı başarmış, son demlerini yaşayan bir zanaatın son temsilcisi Madame Katia ile tanıştırsam sizleri! 1930’lu yıllara dayanan rengarenk bir hikaye! Kabarık tüller, uçuşan tüyler, çiçekler… Geçen zamana karşın, zarafetinden hiçbir şey kaybetmeyen ve her daim kullanılabilin spor, alafranga şapkalar… Madame Katia ve zamansız şapkaları! Şapkaları zamansız yapan ise taşıdığı ruh! Günümüzde bere ve kasketlerin yerini aldığı bu zarif şapkalar, bizleri biraz da olsun Beyoğlu’nun eski yıllarına götürüyor. Madame Katia’nın dükkanına girdiğinizde ise kendinizi bir anda 1930’larda yaşayan şık bir Beyoğlu hanımefendisi gibi hissedip, bu ruh ile başrolü sizde olan bir film şeridi içerisine giriyorsunuz adeta!

Beyoğlu’nun şapkacı dükkanlarıyla dolu olduğu günler ne yazık ki çok eskilerde kaldı. Bugün Beyoğlu’nda o dükkanlardan eser olmasa da zamana direnen ustalardan Şapkacı Madame Katia’nın butiği hala ayakta duruyor! Galatasaray Lisesi’nden Tünel’e doğru inerken sağ tarafta Hazzopulo Pasajı’nın dar girişinden girin… Pasaja girince ilk başta rengarenk takılar ve hediyelik eşyalar gözünüze çarpacak… Biraz ilerleyince avluya çıkıyorsunuz. Burada sizi mis gibi kahveleriyle, çaylarıyla kahvehaneler karşılıyor. Bu tarihi avluda sağa sola bakınırken eski bir dükkan dikkatinizi çekecek. Butik Katia! Yalnız Butik Katia’nın kapısından içeri girmeden önce mutlaka vitrinin tadını çıkarın! Renklerin ahenk ile dans ettiği; uçuk eflatunlar, açık sarılar, açık maviler, yeşiller, pembeler, narçiçekleri… Renk renk şapkalara bakın! Vitrinin diğer tarafında ise incili, boncuklu gelin- nişan başları ve yaka çiçekleri…

Günümüz dükkanlarına kıyasla vitrindeki o şapkalar sizi anında geçmiş yıllara götürecek. Kendinizi bu zarif şapkaları takarken hayal edin! Ben soluksuzca hayal edebiliyorum ve kendime çok yakıştırıyorum... Tayyörüm, üzerimde şık bir manto, ayağımda topuklu botlarım, eldivenlerim ve bu şıklığı tamamlayacak olan zarif bir şapka ile tarihi pasajda bir Beyoğlu hanımefendisi gibi hissediyorum kendimi. Tekrar bir film şeridi içerisindeyim!

Artık Butik Katia’ya girebiliriz... Kapıdan girdiğim an görüyorum ki Madame Katia elinde bir kumaş, aksesuarlar, iğne ve iplikle şapka dikiyor. Bu sahneyle şapka dikilişinin bile ayrı bir zarafet içerdiğine şahit oluyorum! Madame Katia ile tanışıp hemen yandaki koltuğa oturdum. Bu dükkanın, kendisinin hikayesini dinlemeye başladım. Bir yandan şapkanın aksesuarlarını nazikçe dikmeye devam ediyor bir yandan da bana bu etkileyici hikayeyi anlatıyordu. Sohbetimiz arasında etrafı süzmeye, incelemeye devam ediyordum. İlk anda butiğin duvarlarında yer alan sararmış gazete kupürleri dikkatimi çekiyor. Bu kupürler yaşanmışlıkların bir kanıtı adeta! Butik Katia’nın kurucusu Madame Eva’nın bulunduğu gazete ve dergi kupürleri! Bunların yanında kendisinin yaptığı şapkaları takan yerli ve yabancı birçok ünlü bayanla çekilmiş fotoğraflar, haberler! Sohbetimiz devam ederken butiği gezmeye, incelemeye başlıyorum.Butik sağlı sollu cam dolaplarla çevrili, içlerinde rengarenk abiye şapkalar, kasketler, spor şapkalar yer alıyor. Şapkaların yanı sıra gelin başları, yaka çiçekleri, eldivenler, nişan taçları gibi bayanlara özel birçok el emeği ürünler! Beyler için ise bere, fötr ve kasket yaparak İstanbul Beyefendisi ruhunun korunmasını sağlıyor Madame Katia! Tüm duvarlar güzel anılarla dolu!

Görünün o ki Madame Katia bilginin, sevginin, kadim dostlukların paylaşıldığı, yaşanmışlıklarla dolu annesinin yadigarı bu dükkanın düzenini hiç bozmamış. Değişen Beyoğlu’na, İstanbul’a inat o hep aynı kalmış ve korumuş! Zamana yenik düşmeyip şapkalarını yapmaya devam eden koca bir yürek!

Madame Katia ile görüşmeye geldiğim ilk gün inanılmaz kar vardı İstanbul’da. Karda Beyoğlu ayrı bir güzel ve sakin olsa da oldukça soğuktu. Ben kalın mont ve bere ile gelmiştim böylesi özel bir mekana. Her ne kadar montu çıkarınca normale dönsem de fotoğraf çekimi için kesinlikle uygun bir gün değildi. Fotoğraf çekimini hafta sonu yeğenlerime yapacağım programın devamına ekledim. Programımıza bakınca iyi bir fikir olduğunu sizlerde göreceksiniz. İlk programımız, Beyoğlu`nun başka bir zamansız mekanı ve İstanbul’un incisi olan olan Pera Palace Hotel Cumartesi Klasik Müzik Konserleri idi.

Burçin Büke’nin konserinden sonra ise Atatürk’ün İstanbul Şişli’deki evine taşınmadan önce birçok kez kaldığı Pera Palace’daki odasının, yani Atatürk Müze Odası’nın ziyareti idi. Odalarında gizemli romanlar yazılan, koridorlarında notalar yankılanan… Unutulmaz balolara ev sahipliği yapan… Nice ünlü isimleri konuk eden… Duvarlarında mutluluğun, aşkın, hüznün izlerini taşıyan, yakın tarihin özeti Pera Palace’ın büyüleyici atmosferinde konser ve devamında Atatürk Müze Odası ziyareti! Böylesi programlar ruhumu inanılmaz besler ve beni büyüler. Bu güzel hisleri canlarımla, yeğenlerimle yaşamak ise gerçekten beni tarifi mümkün olmayan duygular içerisinde bırakır. Pera Palace’daki programımızı tamamlayınca, Hazzopulo Pasajına gitme zamanı gelip çattı. Beyoğlu’nun yadsınamaz kargaşası bizi alıp götürmeden, bu duygulardan koparmadan, gençlerin dikkati dağılmadan hızlı adımlarla Hazzopulo Pasajında bulduk kendimizi… Madame Katia’nın butiğine girdiğimizde ise tekrar 1930’lu yıllarda idik! Büyü sadece Pera Palace da değil, buram buram tarih kokan bu pasaj ve dükkanda da devam ediyordu!

Madame Katia ile ekibimizin tanışması, muhabbetimiz çok güzel ve keyifliydi. Yeni fotoğrafçımın iş başında olması ise günümüzün en özel anlarından biriydi. On dört yaşındaki yeğenim artık teyzesinin ve konuklarının fotoğraflarını profesyonelce çekiyordu. Gurur verici, sevgi dolu bir kare! Artık fotoğrafçım Berivan Arslan…

Madame Katia ile sohbetimiz devam ettikçe, bunca yıldır ayakta kalabilme başarısının nelere dayandığını daha iyi anlayabiliyordum! İşini hep aşkla yapmış, sahip çıkmış, kendini geliştirmeyi hiç bırakmamış, hep güzeli, zarafeti, dostluğu amaçlamış, doğruluktan ayrılmamış! Her sene İtalya’ya giderek gözlemlerine devam eden Madame Katia koleksiyonuna katacağı her bir ürün için hangi renklerin ve modellerin yükselişe geçtiğini analiz ediyor. Tüm malzemeleri titizlikle ve kaliteden ödün vermeden temin ediyor.

Şapka yapımında kullanmış olduğu kumaşların yanı sıra dantel ve kurdele gibi detayları eskiden Beyoğlu’ndan aldıklarını, çok uzun zamandır ise hepsini yurtdışından özellikle İtalya, Fransa ve İngiltere’den aldığını belirtiyor Madame Katia. Şapka tasarımında en önemli şeyin kalite olduğunu tekrar tekrar vurgulayarak, kaliteyi tutturabilmek için hiç bir masraftan kaçınmadığını ifade ediyor. ‘Gidip seçiyorum. Ne istediğimi biliyorlar ve gönderiyorlar.’ diyor

Yaşanmışlıklarla dolu bu sıcacık, rengarenk dükkanda kişiye özel şapka tasarımlarına devam eden Madame Katia halen kendi elleriyle şapkalar yapıyor. Dünyanın tüm renklerini içeren bu renk cümbüşünü ise siyah ve beyaz gelen kumaşları boyayarak sağlıyor. Şapka kumaşlarının hangi renge boyanacağı, kenarlarının dalgaları, büzgüleri, başta nasıl bir açıyla takılıp taşınacağı gibi detayları analiz edip netleştiriyor. Analiz burada da bitmiyor müşterilerin özelliklerin dikkate alıyor ve ekliyor; ‘ Şapkayı takacak kişinin vucud yapısı çok önemli. Hangi kıyafetle, nasıl bir ayakkabı-çanta ile kullanacak bunu bilmek gerekiyor. Kilosu, yaşı, boyu herşey önemli…‘ Ve devamında müşterinin kafa ölçüsünü alarak kalıp çıkarıyor. İstenilen renkte kumaşı boyuyor ve şekil veriyor. İsteğe göre çiçekler tüller ekliyor, çıkarıyor. Yapıştırma yok her şey iğne işi, tüm şapkaları elinde dikiyor. Sonuç hep mükemmel! En basit bir şapka modeli bir günde, en zoru ise iki-üç günde tamamlanıyor.Tabi Madame Katia’nın elindeki diğer siparişler düşünüldüğünde, özellikle yaz dönemlerinde düğünlerin yoğunluğu göz önüne alınarak daha erken sipariş vermekte fayda var.

Butik de vitrinlerde yer alan abiye şapkaları beğenmeniz halinde hemen satın alabileceğinizi düşünmeyin. Çünkü onların hepsi model! Gelen müşteri hangi kumaşı ve nasıl bir model istediğini kolayca anlatabilsin diye bu modelleri yapmış Madame Katia.
Ve hemen ekliyor; 30’lar ve 40’ların modellerine ihtiyaç duyanlar ne istediklerini biliyor ve kolaylıkla istedikleri modelleri anlatabiliyor. Abiye modeller satılık değil iken spor şapkaları ise hemen satın alabiliyorsunuz. Araştırmalarımda şapkaların kiralanabildiğini okumuştum. Madame Katia’ya kiralama işinin nasıl olduğunu soruyorum; Özellikle defilelere kiralık veriyormuş. Nikah-nişan merasimleri için de kiraladığı oluyormuş. Ancak, şapkalar bir gün müşteride kalabiliyor. Ertesi gün müşterinin şapkayı teslim etmesi gerekiyor.

Madame Katia’nın emektar, değerli elleri zamana direnerek boyuyor, kesiyor, dikiyor…
Hikaye tüm zarafetiyle devam ediyor!

Yazardan Not1:
Zamana direnen Ustalardan Madame Katia’nın hikayesini tek bir yazıya sığdırmam mümkün olmadı :) ‘Kabarık Tüller, Uçuşan Tüyler İçinde Büyüyen Bir Çocuk’ başlıklı yazım ile devam edebilirsiniz...

Yazardan Not2:
Zamana direnen ustalar ile tanışıp sohbet etmek, yazmak ve yeni dostluklar kazanabilmek beni inanılmaz mutlu ediyor. Ve yazılarıma o kadar güzel geri dönüşler alıyorum ki bu da benim ruhumu besliyor, enerjimi arttırıyor.
Sevgili Nurhan Amcamın yazısı: Tarih ve Sanat Yuvası: Ellerin Hikayesi
http://yazarkafe.hurriyet.com.tr/Detail/713130/tarih-ve-sanat-yuvasi-ellerin-hikayesi
Sevgili Gramofon Baba’nın yazısı: Kapalı Çarşı’da Hüzünlü Aşk Şarkıları
http://yazarkafe.hurriyet.com.tr/Detail/526023/kapalicarsi-da-huzunlu-ask-sarkilari

Yazardan Not3:
Butik Katia/Madam Katia:
Hacopula Pasajı ( Danışman Geçidi) No:37 Galatasaray-Beyoğlu
İstanbul

Yorumlar